Bugünlerde belki de çok merak edilen bir konu: "Neden merkez camii bir internet sitesi kurma ihtiyacı hissetti?"  Bizim yani özellikle din görevlilerinin vazifesi islamı en güzel ve de en etkili bir biçimde insanlara anlatmak olmalıdır.  Bu anlatım, din görevlisinin sadece vazife yaptığı çevresiyle kalmamalı,  hizmet ve hitap ettiği çevreyi her  geçen gün daha da genişletmelidir.

Bizler din görevlisi olarak ( burada kısaca değineyim: din görevlisi diye bir şey aslında yoktur. Her müslüman dininin  ve inancının hem görevlisidir hem de hizmetkarıdır.) Hamdolsun!.. Yapmaya çalıştığımız vazife sayesinde hem dünyalık geçimimizi temin ediyor, hem de  Yüce Mevlamız'ın bizden yapmamızı istediği vazifeleri elimizden geldiğince yapmaya çalışıyoruz.

Maaşı al,  herkesle iyi geçin, ete suya dokunma,filanca yadırgamasın, filanca darılmasın....Camiye gelenlere vaaz et, ses salıp güzel namelerle Kur'an tilavet et... İşte vazife bu!

Biraz özeleştiri yapmak gerekirse; aslında biraz demek  çok hafif kalır ya neyse... Yüklenmiş olduğumuz vazifeyi camilere hapsetmişiz. İşinden gücünden fırsat bulup camiye gelmeye çalışan  ya da artık emekli olmuş "Hocam ne kadar okusam aklıma girmiyor diyen insanlara islamı anlatmaya çalışıyoruz. Namazın farzlarını, abdestin sünnetlerini anlatmaya çalışıyoruz. Ya da kendi kabuğumuza çekilip iki sayfa daha fazla Kur'an okumaya  çalışıyoruz. Elbette bunlar küçümsenecek şeyler değil. Bunlar yapılmalı! Ancak unutmamamız gereken bir şey var ki; biz din hizmetine aday olmuş insanlarız. Biz bu hizmeti her koşulda ve her alanda çağın vazgeçilmezleri olan alet, edevat ve araçlarla büyük bir azimle yapmak zorundayız.

Onca sene vazife yapıp ta neler yapabildiğimizin özeleştirisini yapmak zorundayız.

İnsanlara neler kazandırdığımızın özeleştirisini yapmak zorundayız.

Caminin dışındaki insanlara bir şeyler verebildiğimizin özeleştirisini yapmak zorundayız.

İnsanlar akşamlara kadar güneşin altında çalışıyor. Kimisi inşaatlarda,kimisi yollarda,kimisi (af buyrun) kanalizasyonlarda çalışıyor. Gençler internet salonlarında akşam ediyor. İnsanlar kahvelerde akşamlayıp sabahlıyor. Hafta içi akşama kadar çalışıp, iki kuruş daha fazla kazanayım diye bir de mesaiye kalıyor. Futbol sahalarına bakın; 40 bin 50 bin kişi toplanmış maç seyrediyor. İnternet kafelere bakın;  boş bir masanın olmadığını göreceksiniz. işinden yorgun argın gelen kişi; akşamleyin yemeğini yedikten sonra televizyonun başına kuruluyor.

Namaz mı? Cami mi? Vaaz mı? Dini sohbet mi? ...Onlar cumadan cumaya ya da emeklilikten sonra.Kısacası insanlar nerede,biz nerede islamı anlatıyoruz? Biricik yavrularımızı emanet ettiğimiz hanım kardeşlerimiz de evlerde.Gerçi diyeceksiniz ki onlara da illerden vaize hanımlar gelip vaaz ediyor, onlar da dinini öğreniyor. Eğer hakikaten bunun yeterli olduğunu düşünüyorsanız diyecek bir şeyim yok zaten.

insanlar tribünde! İnsanlar Kahvelerde! İnsanlar İnternetin başında! İnsanlar televizyonun başında! İnsanlar akşamlara kadar işte güçte! Kısacası insanlar camide değil. Bakın camilerin bulunduğu yerleşim yerlerine. Kaç kişi yaşıyor, kaç kişi camiye gelip bizim vaazımızı dinliyor? Gelen kişiler de ezana kaç dakika kala camiye giriyor?

Allah Rasulu (s.a.v.) Efendimiz bir yere kapanıp ta islamı anlatmadı. İslamı bazen evlerde , bazen mescitte bazen çarşı pazarda, bazen de misafirlikte anlattı. Bugün Efendimiz (s.a.v.) olsaydı acaba ne yapardı? İslamı nasıl anlatırdı diye bir düşünelim.Herhalde  camiye kapanıp  insanların gelmesini bekleyip namaza 15 dakika kala vaaza başlamazdı.Bugün yaşasaydı; çağın bütün araç gereçlerini seferber edip o güzel dinimizin incilerini insanlara yaymaya çalışırdı.

İşte bu münasebetle biz eğer ki bu işe gönül verdiğimiz iddia ediyorsak, sözde değil özde bu vazifeyi benimsiyorsak,insanlarımızı , vatanımızı seviyorsak,yarınlarımızın teminatı olan yavrularımızın her bakımdan özellikle  dini ve ahlaki değerlerle mücehhez hanımlarımızın ellerinde yetişmesini istiyorsak, sokaklarda tinerci ve hırsızların olmamasını istiyorsak,milli ve manevi değerlerle mücehhez bir toplum yetiştirmek ve o toplum içinde yaşamak istiyorsak İNSANLARIN YAŞADIĞI YERLERE GİDİP İSLAMI ÖĞRETMEK MECBURİYETİNDEYİZ.  

Bizim amacımız; elimizden geldiğince ve de imkanlar nispetinde bu gayeye ulaşmaya çalışmak. Dün matbaayı kabullenmeyenlere bugün gülüyoruz.

İnternet sitesi birinci aşama. Daha neler planlıyoruz:

 Bir düşünün:

  • Camimizin internet sitesi aracılığıyla evlerde hanımlarımızın vaazları dinlediğini...

  • Eve yorgun argın geldiniz. Açtınız interneti camimizden canlı olarak  Kur'an ziyafeti yaptığınızı...

  • Bir cenazeniz oldu. Uzaktasınız ya da yurt dışındasınız. İstemez misiniz cenazenin ( ana,baba, amca ya da bir dostunuzun cenazesi olabilir) musallada iken duruşunu,namazının kılınışını,  o anda camide verilen vaazı canlı olarak izlemeyi? Diyeceksiniz ki zaten biz kaset ya da radyodan dinliyoruz zaten bunları!... O zaman ben de derim ki;   tuttuğunuz bir takımın maçını tribünden, televizyondan canlı, radyodan canlı ya da daha sonradan özetini battan izlemek sizce aynı mıdır? Aynı heyecanı hissedebilir misiniz?

  • Google'a "Arnavut Köyü Haracci Merkez Camii " yazan biri mutlaka bizim siteyi de görecektir. Siteye girdiğinde de mutlaka dini bir şeyler öğrenecektir.

İslamı elimizden geldiğince  her türlü envanteri kullanıp anlatmaya çalışmazsak  vazifemizin gereği olarak aldığımız maaşla satın aldığımız ekmeği nasıl besmele çekip te "bunu ben alın terimle kazandım Ya Rabbi! Bu bana helaldir" diyerek   yiyebiliriz?

Bugün büyük oranda yarın da çağımızın vazgeçilmezi olacak olan bilgisayar ve interneti en  etkili bir biçimde kullanmak zorundayız.Neredeyse evde insanların adeta kıblesi olan televizyonu en verimli bir şekilde kullanmak zorundayız. Kısacası insanlar nerede ise bizim  oralara ulaşıp vazifemizi yapmamız gerekir.Bütün bunlar olabilir mi?başarılabilir mi bilemem. Ama ben şahsen uygulanabileceği kanaatindeyim ve de azmindeyim.

İstiyorum ki İslami tebliğde her türlü metodu ve envanteri uygulanabilir kılalım. Yeni yollar yeni metotlar keşfedelim. Biri bir hizmet yapmak murat edince ona destek olalım. Enaniyet olmasın. Hizmette yarış olsun.Hizmette yuhalama olmasın. Aksi takdirde taşıdığımız yükün altında ezilip kalacağız .

Yoksa Allah hesap sorar.

Yorum Yap

Yorum bulunamadı.

Yeni yorum